Yunanistan, bağımsızlığı verilen bir devlet olarak 1830 yılından itibaren yayılmacı bir siyaset izlemiş ve bu siyasetini de ‘‘Megali İdea’’ adı altında doktrine etmiştir. Yunan Devleti, 20. yüzyılın başlarında Avrupa kıtasında hedeflediği noktalara ulaşmış…
Evet, hem de çok önem veriliyordu. Satılmak istenen ürünün tanıtımını yapmak, daha çok insanın bundan haberdar olmasını sağlamak her dönemde satıcılar için çok önemliydi. Bunun için hem kendilerinden önceki dönemde kullanılan yöntemleri kullandılar hem de…
Kitap kapakları ve ciltleri çoğunlukla dana ve domuz derisinden yapılıyordu. Kitap kaplanan diğer malzeme kumaştı ama dayanıksız olduğu için az kullanılıyordu. Deri kullanılmasının amacı sert olduğu için kitabı korumasıydı…
Tapınak Şövalyeleri, her ne kadar bağrından çıktığı toplumun temel dinamiklerini yansıtsa da, dini-askeri karakteriyle o dönem için şahsına münhasır bir yapılanmaydı. Zira Hristiyanlığın akideleriyle bağdaşmayan karakteriyle de ilk dönemlerde teolojik açıdan epeyce de eleştiriler almıştı…
Orta Çağ’da Avrupa’da 800-1500 yılları arasında iki tür yazı kullanıldı. Karolenj Miniskülü ve Gotik yazı. Şarlman’ın yönettiği topraklar çok genişti ve insanlar birbirlerinin yazdığı yazıyı okuyamıyorlardı. Bu nedenle ortak bir yazıya ihtiyaç vardı…
Bazı elyazmalarının ilk sayfasında tek bir isim bulunması ve bu ismin müstensihe ait olması, müstensihle süsleme yapan kişinin aynı kişi olabileceği fikrini akla getirse de Orta Çağ Avrupa’sında…
Tapınak Şövalyeleri konusu, ülkemizde üzerinde çok şey söylenen fakat hakkında bir o kadar da yanlış şeyler bilinen konulardan birisidir. Malumunuz üzere ülkemizde Tapınak Şövalyeleri denince aklımıza ilk olarak şehir efsanelerine dayalı magazinel/popülist/spekülatif söylemler gelmektedir ve…
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma Görevlisi Muhittin Çeken ile yeni çıkan kitabı vesiylesiyle Tapınak Şövalyeleri üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşimiz.
Antik Çağ’da yazarlar papirüsten yapılma rulolara yazarlar ve bunları kutularda ya da özel yapılmış bölmelerde saklarlardı. Bu rulolar yapılarından ötürü zarar görmeye çok müsaittir, bu nedenle günümüze…
Katolik yortusu: Tarihi değişkendir. Teslis Pazarı’ndan sonraki ilk salı günü kutlanırdı. Kutsal Komünyon ayini için şükredilirdi. Halk festivalleri, caddeler boyunca geçit törenleri…
1 Ocak: 1582’de Jülyen takviminden, Gregoryen takvimine geçildiğinden beri yılın ilk günüdür. Bundan önce yıl 25 Mart’ta başlıyordu. Bugünde, kiliselerde ve büyük salonlarda verilen ziyafetlerde pandomim benzeri…
Bugün bildiğimiz ve yaşadığımız manada bir tatil kavramı Orta Çağ Avrupa’sında yoktu ama bu tatil yapmıyorlardı anlamına gelmiyor. Sıradan halk çok çalışıyordu, sadece kendi işini değil bağlı olduğu lordun…
Değildi. 1388’de Constance, 1389’da Esslingen, 1403 ve 1435’te Köln, 1442’de Viyana ve 1491’de Augsburg dilencilik yasaları yayımlayarak dilenciliği kontrol altına almaya çalıştılar. İtalya’da, geç 14. yüzyılda Venedik…
Aslında hayır, sayıları az değildi. Orta Çağ nüfusunun yaklaşık %20’si yoksul ve evsizdi. Bunların bir kısmı iş ya da sadaka bulabilmek için Avrupa’nın yollarında dolaşıyor ve ölmek için yol kenarındaki bir çitin altına kıvrılıyorlardı…
Ruhbanın evlenmesi hoş karşılanmıyordu. Rahip karılarına dair yasalar vardı. Franklar konsillerde görevden alma tehdidiyle din adamlarının eşleriyle birlikte olmasını önlemeye çalışıyordu. Diyakoz yardımcısından başlamak üzere din adamlarından evlilik ilişkilerini…